Tarih: 03.12.2012 | Okunma Sayısı: 996 |
||
Yenilenen baro seçimlerinin ardından, baro başkanları ilk kez 1 Aralık 2012 tarihinde Türkiye Barolar Birliği’nde bir araya geldi. 72 baro başkanının katılımıyla gerçekleştirilen 26. Baro Başkanları Toplantısı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. V. Ahsen Coşar’ın aşağıdaki konuşmasıyla açıldı; Değerli Baro Başkanları, Hoş geldiniz. Hepinizi Türkiye Barolar Birliği ve Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım adına, kendi adıma sevgi ve saygı ile selamlıyor, yeni seçilen, yeniden seçilen Baro Başkanlarımızı kutluyor, kendilerine başarılar diliyorum. Yeni dönemin bu ilk Başkanlar Toplantısını özellikle gündemsiz ya da “tanışma” gündemli olarak yaptık. Elbette bu gündem dışı konuşma yapmaya engel değil. Bu bağlamda her bir başkanımız kendisi yönünden, barosu yönünden önemli bulduğu hususu veya hususları bizlerle paylaşabilir, sorunları dile getirebilir, eleştiri veya öneri de bulunabilir. Değerli Başkanlarım, Her ne kadar WEB sayfamızda ve aylık olarak yayınladığımız Türkiye Barolar Birliği Bülten’inde yer almakta ise de Yönetimimizin çalışmaları hakkında sizi bilgilendirmek amacıyla hazırladığımız kitapçığı bilgi ve takdirlerinize sunduk. İzninizle önemli gördüğümüz birkaç konuyu sizinle paylaşmak, bu konularda yardımınızı, desteğinizi, katkınızı beklediğimizi ifade etmek isterim. Şöyle ki; • Rahmetli Başkanımız Eralp Özgen zamanında avukatlara destek olmak amacıyla kurulmuş “Türavak” isimli bir vakfımız var. Türavak’ın açılımı Türkiye Avukatları Vakfı. Bu vakıf bizim yönetim dönemimize kadar uykuda olan, atıl olan bir vakıftı. Biz bu vakfı uykusundan uyandırdık, işlevsel hale getirdik. Bu amaçla, yani vakfı işlevsel kılabilmek, vakfı ekonomik yönden güçlü ve buna bağlı olarak hizmet üretebilmek için “İleri Eğitim” adı altında enerji hukuku, sağlık hukuku, kamu ihale hukuku, bilişim hukuku, aktüerya gibi özel hukukun değişik ve yeni gelişen disiplinleri üzerine sertifikalı ve ücretli 32 adet meslek içi eğitim programları düzenledik, düzenlemeye devam ediyoruz. Bu eğitimlere başladığımız tarihten bu güne kadar 1070 meslektaşımız katılmış, vakıf bu eğitimlerden KDV hariç 328.151,63 TL gelir elde etmiş, 212.982,28 TL.tutarındaki gider indirildikten sonra vakfın net karı 115.982,28 TL.olmuştur.Yine gelir sağlamak amacıyla vakfa sigorta acentalığı aldık. Buna göre vakıf bireysel emeklilik, mesleki sorumluluk, elementer sigorta kapsamında olan kasko, mali mesuliyet, konut, işyeri sigortaları yapabiliyor. Vakıf bugüne kadar 435 adet elementer sigorta poliçesi düzenlemiş, 61.367,08 TL komisyon geliri elde etmiştir. Yine alınan bireysel emeklilik acentalığından 2052 adet poliçe düzenlemiş ve 58.637,09 TL. komisyon geliri elde etmiştir. Vakıf elde ettiği bu gelirle Van depreminde mağdur olan meslektaşlarımıza 37.878,00 TL. tutarında yardımda bulunmuştur. Malumunuz SYDF mevzuatına göre yapılabilecek yardımlar, sağlanabilecek destekler var. Aynı şekilde Türkiye Barolar Birliği’nin mevzuatına göre yapabileceğimiz yardımlar var, yapamadığımız yardımlar var. Örneğin vakıf aracılığıyla görme engelli bir meslektaşımızı 19 milyon lira sigorta prim borcunu ödemek suretiyle emekli ettik. Bu yardımı SYDF’nin de, Barolar Birliğinin de yapması kanunen mümkün değil. Bu türden yardımları çoğaltmak için vakfı ekonomik yönden güçlü kılmamız gerekiyor. O nedenle sizden vakfa destek olmanızı, vakfı tanıtmanızı, evini, işyerini, aracını sigorta ettirecek olan, bireysel emeklilikte yararlanmak isteyen, mesleki sorumluluk sigortası yaptıracak olan meslektaşlarımızı vakfımıza yönlendirmenizi hem rica, hem de talep ediyoruz. • SYDF’nin yaptığı sağlık yardımlarından yıllık 120,00 TL. dayanışma aidatı ödemek suretiyle avukatın eşi ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının da yararlanmaları için bir sağlık destek programı başlattık. Bu destek programının başlaması için aktüerya hesaplarına göre sisteme 1000 adet üye girişi olması gerekiyor. Tüm çabalarımıza rağmen bu sayıya henüz ulaşamadık. Sizden ricamız Barolarınızda bu sistemi avukat meslektaşlarımıza tanıtmanız, meslektaşlarımızı bu konuda teşvik etmenizdir. • Avukatlık Yasası ile ilgili çalışmayı daha önce sizinle paylaşmış, taslak metin konusunda büyük ölçüde mutabık kalmış, sizden gelecek eleştiri ve önerilere göre taslağa son şeklini vereceğimizi ifade etmiştik. Bu arada gerek Adalet Bakanlığı bürokratlarıyla, gerekse hukukçu milletvekili meslektaşlarımız ile yaptığımız temaslarda bize geniş kapsamlı bir değişlikten ziyade daha dar kapsamlı, bu aşamada ivedi ihtiyaçlarımızı karşılayan bir taslak metinle gitmemizin isabetli olacağı ifade edildi. Bu aşamada bizim için en önemli ve ivedi değişiklik avukatlık sınavının bir an önce yapılmasıdır. Bu konuda Barolarımız arasında herhangi bir görüş ayrılığı da yoktur. Aksine bu konuda tam bir mutabakat vardır. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nin “Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan ‘bağımsız yargı’, yargının olmazsa olmaz koşulu olan “savunma” ile birlikte anlam kazanır. Savunma, “sav-savunma-karar” üçgeninden oluşan yargının vazgeçilmez öğesidir. Adaletli bir yargılamanın varlığı, ancak avukatın etkin katılımıyla sağlanabilir. Avukatlığın önemi ve özelliği nedeniyle bu mesleğe girişin kimi koşul ve kayıtlamalara bağlı kılınması, hukuk devletinin ve adil yargılanma hakkının gereğidir.Avukatın seçkinliği ve üstün nitelikler taşıması, hem kamunun hem de yargının beklediği bir husus olup, bunun sağlanmasında mesleğin gelişmesine katkı kadar mesleğe seçilme de önem kazanır. Sadece temel hukuki konularda eğitilmiş olmak, bir mesleği yürütmek için yeterli olamaz. Mesleki açıdan yetkinlik, stajyerlik gibi özel eğitimlerin yanı sıra mesleğe girişte seçme ya da elemeyi de içerir. Yasa koyucu tarafından sınavın getirilmesindeki, savunma hakkı ve adil yargılamaya, adaletin gerçekleşmesine ve avukatlık mesleğinin niteliğine dayalı kamu yararının, sınavın kaldırıldığı tarihte de geçerliliğini koruyup korumadığının saptanması, sınavın getirildiği zamandaki koşullar, kaldırılma zamanında değişmemiş ya da ortadan kalkmamış, hatta avukatlık mesleğinin niteliği yönünden çok daha önemli hale gelmişse bunun da değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan, Anayasa’nın 36. maddesinde, herkesin meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Yargının kurucu unsurlarından olan, bağımsız, serbestçe temsil eden, hukuksal ilişkilerin düzenlenmesinde, her türlü hukuksal sorun ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesinde ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında temel görev üstlenen avukat, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının da önemli bir unsurudur. Güçlü ve bağımsız savunma mesleği; hukukun üstünlüğünün, hukuksal uzlaşmanın, adil yargılanma duygusunun ve toplumsal barışın güvencesi olup bu değerler, mesleğinde yetkin bağımsız savunucularla teminat altına alınmıştır. Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden yasalaştığı anlaşılan dava konusu kural Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.” şeklindeki iptal kararı sonrasında bu değişikliğin yapılması parlamento için de bir yasal zorunluluk haline gelmiştir. Eğer sizler de uygun görürseniz hemen şimdi bir komisyon oluşturalım. Bu komisyon sadece sınav konusunu içeren bir metin hazırlasın. Hepimizin onayından geçtikten sonra bu metni yine hep birlikte imzalamak suretiyle Adalet Bakanlığına, TBMM’de gurubu bulunan partilere, hukukçu milletvekillerine sunalım, basınla paylaşalım ve bu suretle bu konuda bir kamuoyu oluşturalım. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, toplantının yararlı olmasını diliyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Birlik Başkanı’nın açılış konuşmasının ardından söz alan baro başkanları, avukatlık mesleği ve Türkiye Barolar Birliği’nin çalışmalarına ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdiler. Başkan Coşar, toplantıda; avukatlık mesleğine girişte sınav sisteminin getirilmesi konusunu tartışmaya açtı. Baro başkanlarının görüşlerini dile getirilmesinin ardından, “staj öncesi ve staj sonrası olmak üzere ikili sınav sisteminin getirilmesi gerektiği” yönündeki görüş büyük çoğunluk tarafından benimsendi. İstanbul, Konya, Giresun ve Muğla Baro Başkanları, yalnızca staj sonrası olmak üzere tek sınav yapılması yönünde görüş bildirirken, sınav sistemine karşı olduğunu bildiren Edirne Barosu çekimser kaldı. |