Bitlis'teki bazı sivil toplum kuruluşları, kalede devam eden restorasyonun anıtın tarihi kimliğini ve özgünlüğünü büyük oranda ortadan kaldırdığını öne sürdü.
Bitlis Kalesinin girişinde toplanan bazı sivil toplum örgütü temsilcileri adına açıklama yapan Bitlis Baro Başkanı Enis Gül, tarihi kalede yapılan onarım ve restorasyon çalışmalarının, kalenin tarihi kimliğine uygun yapılmadığını savundu.
Anıtın tarihi kimliğinin yok olma kaygısını taşıdıklarını belirten Gül, şöyle konuştu:
"Bitlis Kalesi, şehir tarihinin tüm evrelerinin merkezinde yer almış bir anıttır. Şehir ve bölge kültürünün henüz tam çözülmemiş, gizemini koruyan belleğidir. Bugün de şehrin yaşamının tam kalbinde yer alan kale, tarihi bir yapıya ve belgeye verilen önemin en fazlasını hak eden bir eserdir. Uluslararası restorasyon anlaşmaları ve ilkeleri doğrultusunda hazırlandığını düşündüğümüz ve Van Koruma Kurulu'nun onayladığı bir restorasyon projesiyle yapıldığını öğrendiğimiz kale restorasyonu, uygulama ve denetimlerinde yeterli hassasiyetin gösterilmediği konusunda endişeler taşımaktayız. Kale duvarları, kale üzerindeki kazı sonucu çıkacak eserler kadar kıymetlidir. Hepsi bir bütünün aynı önemi taşıyan parçalarıdır. Bu sebeple kaya sağlamlaştırma, kale restorasyonu ve arkeolojik kazı birbirlerinden kopuk çalışmalar olmamalıdır."
Yapılan ve yapılacak restorasyon çalışmalarının evrensel restorasyon ilkelerine uygun yapılması gerektiğini ifade eden Gül, restorasyonun en az malzeme kullanılarak tarihi kimliği etkilemeyecek ve bu kimliği oluşturan yapısal özellikleri koruyacak şekilde yapılması gerektiğini bildirdi.
Şehir merkezinde ve insan faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir bölgede yer alan BitlisKalesi'nin çevresiyle bir bütün halde ele alınması gerektiğini dile getiren Gül, şöyle devam etti:
"Bu durum bilim kurulunun ve farklı meslek gruplarından birçok uzmanın beraber çalışmasıyla mümkündür. Beklentimiz restorasyon işini üstlenen müteahhit firmanın, bilim ekibi öncülüğünde ve denetiminde çalışması, kalenin tamamını arkeolojik kazı alanı hassasiyetinde değerlendirmesidir. Arkeolojik çalışmalara ışık olabilecek veriler yok edilmemeli ve kazılarda bulunan kaleye ait taşlarla kaleyi ayağa kaldırmaya öncelik vermelidir. Ancak restorasyon projesinin uygulanış şekli, arkeolojik kazı ve kalenin oturduğu kayalık alanın sağlamlaştırma projelerinin birbirleriyle bir bütün şeklinde ele alınmaması bizlerde denetimin ve koordinasyonun eksik yapıldığı endişesi yaratmıştır. Çalışmaların Bitlis'lilerin ve tüm insanlığın kültür mirası olan kalenin, Osmanlı, beylikler, hanlıklar ve daha eski çağlara kadar uzanan tarihi dönem niteliklerinin, mimari bütünlüğünün, özgünlüğünün ve çevresindeki doğal dokuyla uyumunun yok edilmesi sonucunu yarattığını kaygıyla izlemekteyiz. Ortaya çıkan, kimliksiz ve yapay bir yapı görünümündedir."
Basın açıklamasına, Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı (BETAV), Bitlis Genç İş Adamları Derneği (BİGİAD), Bitlis Kültür Varlıklarını Yaşatma Derneği (BİTLİS-KULVAR), BitlisKültür ve Sanat Derneği (BİSAD), Bitlis Baro Başkanlığı, Girişim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (GKY-DER) ile Bitlis Belediyesi destek verdi. -