20 Mayıs 2012, Hakkari
Doğu ve Güneydoğu Bölgesi Barolarının Başkanlar toplantısı 19-20 Mayıs 2012 tarihleri arasında Hakkari Barosunun ev sahipliğinde Hakkari ilimizde gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda kararlaştırılan aşağıdaki hususları kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Kürt Meselesindeki çözümsüzlük politikaları nedeni ile yeniden ağır çatışma ortamına girilmiş, hergün yeni ölümlerin ve acıların yaşanmasını da beraberinde getirmiştir. Bu durumla beraber yaşanan çok sayıda tutuklama ve gözaltı vakaları da adil ve barışçıl çözüm konusundaki iyiniyet çabalarını maalesef cılız ve sonuçsuz kılmaktadır. Bizler bölge baroları olarak her dönemde Kürt Meselesinin şiddet dışı araçlarla çözülmesinin gerekliliğine vurgu yaptık, bundan sonra da bu çabalarımıza devam edeceğiz. Yaşanan gelişmeler karşısında hukukçu kimliğimizin de bir gereği olarak şiddettin sona erdirilmesi için daha aktif bir şekilde rol almayı da gerekli ve zorunlu görmekteyiz. Bu istem ve çaba çerçevesinde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümet yetkilileri, mecliste grubu bulunan siyasi partilerin yetkilileri ile sorunun çözümü için gerekli olan tüm kesimlerle görüşme konusunda çalışma yapma gayreti içerisinde olacağımız bir süreci başlatacağız. Bu kapsamda yapacağımız tüm çalışmalar kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Bilindiği üzere 22 Kasım 2011 tarihinde Türkiyenin çeşitli barolarına mensup 36 meslektaşımız, hukuki dayanaktan yoksun ve politik kararlarla, haksız bir şekilde mesleki faaliyetleri nedeni ile tutuklanmıştır. Uluslararası ve ulusal düzenlemelere aykırı olan bu tutuklamalara son verilmesi amacıyla İstanbul Özel Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan 16-17-18 Temmuz 2012 tarihlerindeki duruşmalara bölge baroları olarak etkin bir şekilde katılacağımızı bildirir, ulusal ve uluslararası hukuk örgütlerinin de davaya etkin bir şekilde katılmaya davet ederiz.
Seçme ve seçilme özgürlüğü ihlalilinin en acı örneği; cezaevinde tutuklu bulunan milletvekilleri, belediye başkanları ve siyasetçilere yönelik olarak en kısa zamanda hukuki , demokratik yaklaşım esas alınmalı, farklı kimliklere sahip birey,topluluk ve de halklara, özgür ve demokratik temelde siyaset yapma hakkı tanınmalıdır.
Türkiye’nin gündeminde olan bir diğer konu ise “sivil anayasa” çalışmalarıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğüne yönelik ağır ihlallerin yaşandığı bir ortamda demokratik, sivil bir anayasa yapma en acil ihtiyaçtır. Sivil anayasa yapma çalışmalararı toplumun tüm bileşenlerini kapsamalı, hazırlık süreci acil ihtiyaçları karşılayacak şekilde ele alınmalıdır. Siyasi partiler yasası, Terörle Mücadele Kanunu, Seçim Kanunu özgürlükçü ve demokratik bir anayasaya uygun olarak tekrar düzenlenmelidir.
28 Aralık 2011 tarhinde Şırnak İli Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyüden 34 sivil insanın ölümü ile sonuçlanan Roboski katliamına ilişkin olarak yürütülen adli sürece ilişkin olarak da kaygı taşımaktayız. Katliamın üzerinden 5 ay geçmesine rağmen bu güne kadar etkin ve adil bir soruşturma yürütülmemiştir. Soruşturmanın gizli yürütülmesi nedeniyle mağdurların ve avukatların soruşturma sürecine katılmaları engellenmekte, bunun sonucunda adil yargılanma hakkı ciddi bir şekilde ihlal edilmektedir. İdari ve askeri hiyerarşinin bilgisi dışında gerçekleşmesi mümkün bulunmayan bu trajedinin faillerinin henüz tespit edilememiş/edilmemiş olması, bu katliamın üstünün örtüleceği yönündeki kaygılarımızı güçlenmektedir.
Pozantı Ceza ve Tutukevinde çocuklara yönelik cinsel taciz olaylarında tanık olduğumuz yargısal ve siyasal duyarsızlık kabul edilebilir gibi değildir. Adalet Bakanı başta olmak üzere tüm yetkilileri suç ve suçlu ayrımı yapmadan yaşanan ihlaller karşısında duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Şırnak Barosu Hakkari Barosu Diyarbakır Barosu
Batman barosu Bitlis Barosu Ağrı Barosu
Van Barosu Muş Barosu Bingöl Barosu
Mardin Barosu Kars Barosu Siirt Barosu
Şanlıurfa Barosu Tunceli Barosu