YENİ ANAYASA ÇALIŞMASI
Tarih: 2.05.2012 | Okunma Sayısı: 2212
YAPILMASI DÜŞÜNÜLEN YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ BAROMUZ GÖRÜŞLERİ HAZIRLANIP TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANI SAYIN  CEMİL ÇİÇEK' E., TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANLIĞI'NA VE İLİMİZ MİLLETVEKİLLERİNE GÖNDERİLMİŞTİR.
HAZIRLANAN ÇALIŞMA AŞAĞIYA ÇIKARILMIŞTIR.



 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’ NA

                                                                         ANKARA

 

Geçerliliğini insanların güce dayalı keyfi idaresinden değil, kendi öz varlığından, eşyanın doğasından alan; nesnel, ebedi ve değişmez nitelikteki doğal hakları olduğu tartışmasızdır. Doğuştan, insanın özünde olan devredilemez,  tek tek kendi başlarına korunmalarını güçleştiren engeller nedeni ile topluma devredilmeleri karşılığında güvenceye kavuşarak bireyin doğuştan var olan bu haklarının toplum tarafından toplumsal uzlaşıyla korunup savunulması gerekmektedir. Gücü doğal hukuktan kaynaklanan  hak ve özgürlüklerle sınırlanan DEVLET; kendisinin yaratmadığı kendi varlığından önce  ve üstün nitelikte ki değerleri temsil eden doğal hakları ortadan kaldırmayacak, aksine bu hak ve özgürlükleri koruyup  savunacaktır.  

                Bu bağlamda bireyin doğuştan var olan hakları kutsanmalı ve bu hali ile birey Anayasalarda ön plana alınmalıdır. DEVLET’ e değil de insana kutsiyet atfedilerek insan ön plana çıkarılmalıdır. Bireyin anne ve babasını seçme imkânı bulunmamaktadır. Kürt, Çerkez, Türk, bir ailede doğmak,  ya da  Alevi, Sünni, Müslüman Hıristiyan bir ailede doğmak gibi kutsal bir olayın bireylerin elinde olmadığı açıkken bir kimliğe bir dile üstünlük atfedilmeden, dilini konuşmasını engellememek, dinini yaşamasını engellememek  adına Ülkemizde renksiz kokusuz herkese eşit bir mesafede  duran anayasa yapılmalıdır. Bu bağlamda anayasanın başlangıç hükmü affınıza sığınarak;

“Biz Türkiye de yaşayan değişik inanç ve etnik kökene sahip Türkiye vatandaşları, birlikte yaşama arzusu ile doğuştan var olan tüm haklarımızı, insanlık onuruna yaraşır olarak yaşamak ve bu haklarımızın korunması için uzlaşı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasına devrediyoruz” gibi bir başlangıç kısmı ya da girişi yapılabilir.

 

                      —Yeni anayasada değiştirilemez maddeler olmamalıdır. Aksi kanaat taşınması halinde dahi, tek değiştirilemez maddenin “devletin yönetim şeklinin cumhuriyet” olması husus olmalıdır. Fakat Cumhuriyet yönetim şeklinin içi de demokrasi ile doldurulmalıdır. Zira halkına zulüm eden Saddam rejiminin de adı cumhuriyetti. Yine bugün Beşar Esad rejimi altındaki devletin adı da Suriye Arap Cumhuriyeti’dir. Bu nedenle yönetim şekli mutlak surette “demokratik cumhuriyet” olmalıdır.

                       —Yeni anayasada anayasal vatandaşlık tanımlanmalı, Anayasal vatandaşlık tanımı herhangi bir ırka dayalı olmamalıdır.

                —Anadilde konuşma, anadilde eğitim, anadilde savunma hakkı gibi doğuştan var olan ve biz insanların seçme hakkımızın olmadığı haklar, doğuştan gelen insani haklardır. Kürtçenin ve ihtiyaç duyulan diğer dillerin kamusal alanda kullanımı anayasal güvence altına alınmalıdır. Bunun için de öncelik ile Kürtçe anadilde eğitim anayasamızda tanınmalı, isteyene iki dilde eğitim verilmelidir. (Belçika Modeli)

                  —Laiklik, din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılmasıdır. Ancak dininin gereklerini yaşayan vatandaşların da, dinin gerekleri gibi yaşamalarının engellenmemesi için bu hakka anayasal güvence sağlanmalıdır. Kimsenin kılık kıyafeti ile uğraşılmaması için de bu hususta anayasal güvence sağlanmalıdır.

                 —Askeri vesayetin kaldırılması için mutlak surette MGK kaldırılmalıdır.

                 —“Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Şartı” diye bilinen hususlar mevzuatımıza uyarlanmalı, yerel yönetimler güçlendirilmelidir. Bunun içinde anayasal güvenceler sağlanmalıdır.

                 —Kamu yönetiminde taşra merkezinde bulunan önemli makamlarda (Valilik, Emniyet Müdürlüğü, Kaymakamlık gibi) görev yapacak kişilerin seçim ile iş başına getirilmesi için düzenleme yapılmalıdır. (Amerikan Modeli)

                  —Başsavcılıklar ile Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı atama ile yapılmaktadır. Bu atamalar, karma sistem ile avukatların da oy kullanmasının sağlandığı bir seçimle göreve gelme şeklinde değiştirilmeli ve bu şekilde özgürlükten yana karar veren ve bu kararları ile bilinen Hakim ve Savcıların görevde yükselmelerinin önü açılmalıdır. 

                  —Diyanet İşleri Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı olmamalı, kendi bağımsız bütçesi olan özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. Her vatandaşın ödediği vergiden, ibadeti için gerekli olan (Cami, cem evi vs ) yerlere pay ayrılmalı ve bunun için de personel tahsis edilmesi için anayasal düzenleme yapılmalıdır.

                  —YÖK kaldırılmalıdır. Bu hususta üniversitelerin özerk yapıya kavuşturulması için düzenleme yapılmalıdır.

                  —Seçim barajı % 5 gibi bir rakama düşürülerek TBMM’de temsiliyetin daha fazla sağlanması için Anayasal düzenleme yapılmalıdır.

                  —HSYK’nın Anayasamızda Savcılar Yüksek Kurulu ve Hakimler Yüksek Kurulu olarak örgütlenmesi için düzenleme yapılmalıdır.

                  —Anayasamızda Yargılamanın bağımsız, tarafsız hâkimler eliyle, yine yargılamanın kamu adına Savcılar Yüksek Kurulu’na bağlı olan ve adli kolluğa sahip, merkezde ve taşrada ayrı binası ve teşkilatı olan savcılar ile Türkiye Barolar Birliğine Bağlı olan, Barolara bağlı çalışan kamu görevi gören avukatlar aracılığı ile yürütüleceği vurgulanmalı ve bunun için de gerekli tüm anayasal düzenleme yapılmalıdır. Bu bağlamda yargının kurucu unsuru olan avukatlara anayasal bir güvence verilmelidir.

                 —Anayasal kurumların sayısı azaltılmalıdır. Bir kanun düzenlenmesi ile vücudiyet kazandırılabilecek kurumlara anayasada ver verilmesinden özellikle kaçınılmalıdır.

                 —Anayasada kazuistik yapı esas alınmamalı, temel hakları esas alan, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, AİHS ve diğer önemli evrensel antlaşma ve beyannameler Anayasamızın özünü oluşturmalı, oluşacak metin 40-50 maddeyi geçmemelidir.

 

                        Bitlis Barosunun Yeni Anayasa ile ilgili görüşleri saygılarımız ile bilgilerinize arz olunur.            

                                                                                                                       

                                                                            

                   Bitlis Barosu Başkanı

                                                                                                                 Av. Enis GÜL

 

 

 

 

 

 

 

19.09.2024
AV. GÜLHAN BAYRAM SEKMEN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.